Sis çöktü şehre sisss....
Soğuk ve karamsarlık sardı yine kara bölgemizin kara şehrinde bedenimi....
Çıkamıyorum içinde bulunduğum kötülüklerden....
İçimi açan güneşte söndü artık....
Pek görünmeyecek bir süre....
Erkenden çöken karartı korkutur oldu hayallerimi....
Bedenimi erken saatlerde kapalı alanlara atma isteği duyuyorum....
Korkuyorum artık bana ait bu şehirden....
Saklıyorum düşlerimi, düşüncelerimi ondan....
Ona şarkılar söyleyerek gezdiğim sokaklarında artık tedirginlikle sinmiş yürüyorum....
Ne olacak diyorum kendi kendime...?
Bazen de şehrime haykırıyorum....
Nereye gidiyorsun diye...?
Cevap gelmiyor....
Beni umursamadan, arkasına bile bakmadan devam ediyor yoluna....
Ve elbetteki benide sürüklüyor karanlığına....
Tırnaklarım sökülüyor, takılan asvalt çıkıntılarında....
Kan oluyor ellerim, ayaklarım, ayakta karşıladıklarım....
Kabullenmiş gibi görünmeye başlıyorum karanlığı....
Çıkış arıyorum....
Aydınlığı bulamıyorum....
*
Telefonum çaldı....
Açtım....
Kapattım....
Beynimde şimşekler çaktı....
Arayan, aradığım ışıktı....
Görevini tamamlamıştı telefonum....
Açılmamak üzere kapattım....
Balkona çıkıp şehri izledim....
Karanlık günlerinin sonuncusunu....
Yaşadıklarımı anlatarak küfür ettim....
Bana yaşattıklarını anlatarak nefret ettim....
Aydınlığı bulduğum için gülümsedim....
Rest çektim karanlığına....
*
Şehrin karanlık hayatı son buluyordu bu gece....
Belki üzülüyordu şehir ama geç kalınmış bir ölümdü bu....
Işıklar içinde defnedilecek doğan güneşle....
Işığa gömülecek....
*
Yarın beyaz bir gün olacak....
Çıkamıyorum içinde bulunduğum kötülüklerden....
İçimi açan güneşte söndü artık....
Pek görünmeyecek bir süre....
Erkenden çöken karartı korkutur oldu hayallerimi....
Bedenimi erken saatlerde kapalı alanlara atma isteği duyuyorum....
Korkuyorum artık bana ait bu şehirden....
Saklıyorum düşlerimi, düşüncelerimi ondan....
Ona şarkılar söyleyerek gezdiğim sokaklarında artık tedirginlikle sinmiş yürüyorum....
Ne olacak diyorum kendi kendime...?
Bazen de şehrime haykırıyorum....
Nereye gidiyorsun diye...?
Cevap gelmiyor....
Beni umursamadan, arkasına bile bakmadan devam ediyor yoluna....
Ve elbetteki benide sürüklüyor karanlığına....
Tırnaklarım sökülüyor, takılan asvalt çıkıntılarında....
Kan oluyor ellerim, ayaklarım, ayakta karşıladıklarım....
Kabullenmiş gibi görünmeye başlıyorum karanlığı....
Çıkış arıyorum....
Aydınlığı bulamıyorum....
*
Telefonum çaldı....
Açtım....
Kapattım....
Beynimde şimşekler çaktı....
Arayan, aradığım ışıktı....
Görevini tamamlamıştı telefonum....
Açılmamak üzere kapattım....
Balkona çıkıp şehri izledim....
Karanlık günlerinin sonuncusunu....
Yaşadıklarımı anlatarak küfür ettim....
Bana yaşattıklarını anlatarak nefret ettim....
Aydınlığı bulduğum için gülümsedim....
Rest çektim karanlığına....
*
Şehrin karanlık hayatı son buluyordu bu gece....
Belki üzülüyordu şehir ama geç kalınmış bir ölümdü bu....
Işıklar içinde defnedilecek doğan güneşle....
Işığa gömülecek....
*
Yarın beyaz bir gün olacak....
Salı, 14 Kasım, 2006
Yok canım ya ak bölgemize yazdan yaza gidebiliyorum, genelde kara bölgedeyim ancak içinde bulunduğum şartları ve ortamı aklaştırdım biraz.... sayfa üstü