Gece.... 30 Kasım 2006 | 3
Yağmur yağıyordu.
Parmaklarım darbukaya dönüşen klavyede acayip sesler çıkarmaya başladı.
Sessiz çığlığının resmi ''ne oluyor'' der gibilerinden yüzüme baktı.
Yağmur hızlandı.
Parmaklarım daha bir oynaklık kazandı.
Gülümsemek istedim, başaramadım.
Bir şeyler yapmalıydım, sıkıntıdan kurtulmam için.
Önce ellerimi klavyeden çekip, sürekli konuşan parmaklarımı susturdum.
Arkama yaslandım.
Uzun uzun çığlığını izledim.
''Gece uyuyamadın galiba'' diyordun.
Geceyi düşündüm....
*
Yol incecik bir çizgi.
Asfalt, kalemle çizilmiş gibi.
Alaca karanlıkta farı yanmayan araçlar geçip gidiyor.
Gri renkleri değil, içlerinde sürükledikleri hayat rengini veriyor.
Benimki belli bir sınırdan dönüyor hep.
Gidiyor dönüyor.
Hayaletler dans ediyor.
Şehirden pek uzaklaşmadan, şehre girmeden, bir çizgi üzerinde yüzler seçilmiyor.
''İşte orası'' diyor bir yüz.
Gece varılmış, pencereden bakılmış.
Bir ışık demeti; Şehir....
*
Yavaş yavaş ve sessiz enerji jölesi gibi yayılan bir seyredişi var.
Bir mahkumun hüznünü ve çaresizliğini çağrıştıran.
Islak, yumuşacık sıcaklıklarla ve büyük düşlerle dolu.
Kırpıştırıyorsun gözkapaklarını.
Tüylerini diken diken eden, nefesini kesen, var olduğunu hiç bilmediğin, içinin derinliklerinden gelen, bir duygu sarsıntısıyla, telaşla ve coşkuyla uyanıyorsun.
Derin tatlı ir acının kasılmaları; Rüyaların....
Parmaklarım darbukaya dönüşen klavyede acayip sesler çıkarmaya başladı.
Sessiz çığlığının resmi ''ne oluyor'' der gibilerinden yüzüme baktı.
Yağmur hızlandı.
Parmaklarım daha bir oynaklık kazandı.
Gülümsemek istedim, başaramadım.
Bir şeyler yapmalıydım, sıkıntıdan kurtulmam için.
Önce ellerimi klavyeden çekip, sürekli konuşan parmaklarımı susturdum.
Arkama yaslandım.
Uzun uzun çığlığını izledim.
''Gece uyuyamadın galiba'' diyordun.
Geceyi düşündüm....
*
Yol incecik bir çizgi.
Asfalt, kalemle çizilmiş gibi.
Alaca karanlıkta farı yanmayan araçlar geçip gidiyor.
Gri renkleri değil, içlerinde sürükledikleri hayat rengini veriyor.
Benimki belli bir sınırdan dönüyor hep.
Gidiyor dönüyor.
Hayaletler dans ediyor.
Şehirden pek uzaklaşmadan, şehre girmeden, bir çizgi üzerinde yüzler seçilmiyor.
''İşte orası'' diyor bir yüz.
Gece varılmış, pencereden bakılmış.
Bir ışık demeti; Şehir....
*
Yavaş yavaş ve sessiz enerji jölesi gibi yayılan bir seyredişi var.
Bir mahkumun hüznünü ve çaresizliğini çağrıştıran.
Islak, yumuşacık sıcaklıklarla ve büyük düşlerle dolu.
Kırpıştırıyorsun gözkapaklarını.
Tüylerini diken diken eden, nefesini kesen, var olduğunu hiç bilmediğin, içinin derinliklerinden gelen, bir duygu sarsıntısıyla, telaşla ve coşkuyla uyanıyorsun.
Derin tatlı ir acının kasılmaları; Rüyaların....