Karanlığın ve ışık....

Ve bense hala öneminin olmadığını söylüyorum. Anlamaya çalışıyordum seni. Kaçışlarına hak vermeye çalışıyordum ama karartıyorsun, zifiri karanlıkta pencerenden yüzüme gelen aydınlığı. Ve beklemeye başlıyor duvar dibindeki korkmuş çocuk.
'' O aydınlık bir daha vurmazsa yüzüme...?''
En ufak tıkırtıya kulak kesiliyorum. Gözlerimi kapatıyorum sımsıkı. Karanlığın katranlığı artıyor. Göremediğim karanlığının korkusu yerine kendi oluşturduğum karanlığa dalıyorum.
Korkulacakları belirliyorum.
Açıyorum gözlerimi. Göz kapaklarımda bir rahatlama ve pencerende yoğun bir kara.
Ayağa kalkıyorum duvar dibinden. Omzumu yaslıyorum duvara ve bir taş atıyorum dokunsan kırılacak camına. Bizi ayıran karanlık perdenin ardında göz yaşların, avuçlarımda kanla karışmış camların. Sesimi duymak istiyorsun. Canımın yandığını biliyor hissedemiyorsun. Sesimi duymalısın ki ne denli yaralandığımı anlayasın.
Hani canı çok yanan çocuk ağlarken konusması duyulmaz, nefes alamaz ya.
Hani boynundan damarları çıkar, kızarır ya.
Hani ağlamaktan sesi kesilir ya.
Duyamıyorsun sesimi.
Karanlık acımı saklıyor.
Kalbin acıyor....
Pazar, 31 Aralık, 2006
Belkide.
:) sayfa üstü
Pazartesi, 01 Ocak, 2007
bayramların bir güzelliğide içten hatırlanmalar dı . şimdi hazır mesajlar cep telefonlarıyla bize ulaşan .hemde bu mesajları en yakınlarımızdan alıyor ve aaa ne güzel hatırlanmışız diyoruz.bu tarz mesajları politikacılar yüzlerini görmedikleri seçmenlerine yazarya onun gibi bir durum .hiç atılmasın daha iyi sessizlikte de hatırlayabiliriz .iyi bayramlar sayfa üstü
Salı, 02 Ocak, 2007
Sanada iyi bayramlar serkan. sayfa üstü